Bu bölümdeki hikayeyi inceleyip az veren candan çok veren maldan ile ilgili hikaye konusunda fikir edinebilirsiniz.
Emine Hanım bir okulda temizlik görevlisi olarak çalışıyordu. İşine çok düşkündü. Aldığı maaşla kıt kanaat geçiniyordu ama halinden memnundu. Onun bu mütevazi yapısı mutlu olmasını sağlıyordu. Çünkü aç gözlülük edenin her şeyden şikayetçi olanın mutlu olamayacağını biliyordu. Okul üç katlı olunca haliyle işi çıkışı epey yorgun düşüyordu. Bu kadar kat ve koridoru temizlemek, sınıfları süpürmek biraz ağır oluyordu ama ekmek aslanın ağzındaydı.
Emine Hanım'ın çalıştığı okulda tekerlekli sandalyeye ihtiyaç olan bir öğrenci vardı Okul yönetimi, öğretmenler bu çocuğa yardım toplamaya başladı. Herkes artık gönlünden ne koparsa para toplayıp bu çocuğa tekerlekli sandalye alınmasını istiyordu. Evet, müdürün ve öğretmenlerin maaşı daha dolgundu. Onların yapacağı yardım ceplerine pek ağır gelmezdi ama Emine Hanım'ın aylık maaşı onlara göre çok da az olunca onun bu yardım kampanyasına katılıp destek vermesi insanlık açısından çok daha büyük anlama geliyordu. Emine Hanım içinden gelerek, tüm samimiyetiyle bu kampanyaya katıldı. Artık dişinden tırnağından ne artırdıysa parasının bir kısmını bu yardıma bağışladı. Birkaç hafta geçtikten sonra yeterli miktara ulaşıldı. Artık ihtiyacı olan bu çocuğa tekerlekli sandalye alındı.
Görüldüğü gibi bu hikayede varlıklı olmayan Emine Hanım'ın verdiği para içtenlikle olmuştur. Yani candan, samimi bir şekilde yardımda bulunmuştur. Oysa diğerleri için bu yardım sadece maldan vermek demektir. Onları pek etkilemez. Ama kıt kanaat geçinen Emine Hanım'ın yaptığı bu iyilik çok daha özeldir.
Yorum Gönder